Hikayeler

Öncelik Görevi

 

Yaşlı adama gemilerin kayaya çarpmamasını sağlayan ışığı yakması için sınırlı miktarda yağ verilir. Bir akşam yakınlarda oturan bir adam evini aydınlatmak için bu değerli yağdan ödünç almak ister ve yaşlı adam ona biraz yağ verir. Başka bir akşam, bir yolcu yoluna devam edebilmek için biraz yağ için yalvarır. Yaşlı adam yolcunun ricasını kabul eder ve onada ihtiyacı kadar yağ verir. Ertesi gece, yaşlı adam kapısına hızla vuran bir anne tarafından uyandırılır. Kadın evini aydınlatıp ailesini besleyebilmek için yağ ister. Yaşlı adam ona da yağ verir. Kısa süre sonra bütün yağı bitmiştir ve ışığı sönmüştür. Yaşlı adamın önceliğini unutması birçok geminin karaya oturmasına ve çok kişinin hayatını kaybetmesine neden olmuştur.

Yaşlı adamın öncelik görevini unutmasının bedeli çok ağır olmuştur.

Peiter Zatko (Mudge)

 

Mudge kod adıyla tanınan Peiter C. Zatko 1970 doğumlu olup, Berklee kolejinden mezun olmuştur. ABD Savunma Bakanlığında görevlidir.

Kendisi; Back Orifice, BO2k, Torpark gibi meşhur yazılımların çıktığı The Cult of the Dead Cow (cDc) hacker grubunun üyesidir. 1984’te Texas’ta kurulan grup, birçok gazete, dergi, haber siteleri ve televizyon programlarına konu olmuştur.

Mudge, Buffer Overflow güvenlik açığını ilk araştıranlardan biri olmuştur. Ve 1995’te Buffer Overflow hakkında makaleler yayınlanmıştır. UNIX işletim sistemi güvenliği için birçok önerileri olmuştur.

Mudge’nin tanınmasında en önemli etken ise kuşkusuz NT şifre denetleme aracı olan L0pht-Crack’tir. Bunun yanı sıra, AntiSniff ve L0pht-watch gibi yazılımlar da ona aittir.

Yetenekleri bu kadarla sınırlı değil. Mudge, bunca hacker grubu ve hacker arasında devlet ve kurumlarla ilişkisi olan tek adamdır. Talep halinde resmi kişilerle görüşüyor, DEFCON gibi bir hacker toplantısına konuşmacı olarak katılıyor aynı zamanda Usenix gibi akademik konferanslarda da söz alıyordu. Tüm bunları yaparken aynı zamanda cDc üyesi idi.

2000 yılında ilk DDOS (Distributed Denial Of Service) saldırısı yapıldığı zaman, Güvenlik uzmanı vasfıyla ABD Başkanı Bill Clinton’la görüşmesi için davet edilmiş ve bu konuda yardımcı olmuştur.

Şimdilerde ise kendisi DARPA (ABD Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı)’nda görevlidir…

 Kevin Mitnick (Condor)

Condor kod adlı Kevin Mitnick, sorunlu bir aileden geliyor. Aynı zamanda Black-Hat grubunun önde gelen ismi. Ayrı yaşayan anne-baba, madde bağımlısı amca, aşırı dozda eroin kurbanı bir kadeş… Ve böyle bir aileden çıkan bir efsane.

1970’lerin ortasında radyo ve telefon sistemleriyle ilgilenen Kevin Mitnick, asosyal bir kişiliğe sahipti. Hatta o kadar ileriye gitmişti ki, çoğunlukla atıştığı kişilere zarar vermek için çaba sarf ediyordu.

Zamanla Kevin Mitnick’in telekomünikasyon sistemlerine olan ilgisi, sıradan bir uğraşı çoktan geçmiş, sahip olduğu yeteneği adeta bir silah niyetine kullanmaya çoktan karar vermişti. Bilinmeyen numaralar servisine giriyor, arayanlarla dalga bile geçiyordu.

Kevin kendisini parmaklıklar ardına tıkacak ilk eylemini 1981 yılında, en yakın arkadaşı Roscoe ile birlikte yaptı. Amerika’nın en büyük telekomünikasyon şirketlerinden biri olan Pasific Bell şirketinin Los Angeles merkezine girdiler. Böylesine önemli bir merkeze girmek, salt telefon veya bilgisayar bilgisi ile olacak bir iş değildi. sisteme giriş için kullanılan on beş farklı komut dizisinini nasıl çalıştığıyla ilgili tüm detayları bilmeleri gerekiyordu. Bu işi, şirketin çöp kutularında çözebileceklerini düşündüler ve çözdüler de. Kevin ve arkadaşı, karıştırdıkları çöpler arasında şirket personellerinin birbiriyle aralarındaki yazışmalara ve bazı parolalara rastladırlar. Bu önemli bilgileri, en olmayacak yerde bulmayı başaran ikili, arzularına kavuşmak için biraz daha çabalamalıydılar. Çünkü komut ve parolaları bilseler bile şirketin belli sayıda ve tanımlanan personeli vardı. Bir şekilde kendileri, bu personellerin yerine geçmeliydiler. Bunu da şirketin sistemine girip, personel listesine kendi adlarını ekleyerek yaptılar. Ardından, yıllardır çalışan bir personel gibi içeri girip, bir yöneticinin odasından şirketin Los Angeles merkezi ile ilgili bazı kılavuzları alıp çıktılar. Hayallerine ramak kalmıştı ki, şirket yöneticisi klavuzun çalındığını ve personel listesindeki değişiklikleri fark etmiş, polise haber vermişti. Condor kod adlı Kevin Mitnick, bu icraatı nedeniyle yaklaşık üç aylık bir cezaya çarptırıldı. Aldığı cezadan kısa bir süre sonra Lenny adında başka bir arkadaşıyla birlikte Güney California Üniversitesinin sistemlerine girerlerken suçüstü yakalandılar. Bu eylemleri ise altı aylık bir ıslah evi sürecini başlattı.

Mevin Mitnick, 1985’te sıkı arkadaşı Lenny ile birlikte, Amerikan Ulusal Haber Alma teşkilatı NSA (National Security Agency) bilgisayarlarına girmiş, aynı dönemlerde Santa Cruz Operation (SCO) firmasına ait yazılımları çalmaya kalkışmıştı. Bu olay sonrasında tekrar yakalanan Kevin, birkaç yıl Leny ile bir araya gelemeyecekti.

1988’de Kevin ve Lenny ikilisi tekrardan bir araya gelirler. Bu defaki hedef büyüktür: Digital Equipments firmasına ait, en değerli yazılım olan VMS işletim sistemi. Bunu yapabilmek sandıkları kadar basit değildi, ancak bu işi yapmakta kararlıydılar. İkili önce ARPANET’e girdiler. Çaldıkları yazılımları saklamak için ARPANET (ilk kurulan ağın adı) ağı üzerinde askeri bir bilgisayara sızdılar. VMS’nin henüz müşterilere dahi dağıtılmamış sürümüne ait kaynak kodları bir süre burada sakladılar fakat tespit edilince, Güney Kaliforniya Üniversitesi’nin bilgisayarına yerleştirdiler. İşi burada bitirmekle yetinmediler, kaynak kodu manyetik bant kartuşuna da kopyalamaya karar verdiler. Fakat bu iş fiziksel temas gerektiyordu. Kevin ise bu işi yapamayacak kadar tanınan biriydi. İş, Kevin’in eski arkadaşı Roscoe ve Lenny’e düştü. Roscoe üniversiteye bir öğrenci gibi girecek ve Kevin’i arayıp, bilgisayara bağlanmasını sağlayacaktı. Ardından kartuşa kaynak kodu yazacaklardı. İşi eksiksiz bir şekilde tamamladılar, böylece çıkacak olan işletim sisteminin ne gibi açıklar taşıdığını da öğrenmiş oldular.

Üç kafadar bu işi yaparlarken Güney Kaliforniya Üniversitesi ve Digital Equipments, sistemlerine birilerinin sızdığını fark etmişler ve telekom şirketleriyle beraber sistemlerine giren davetsiz misafirleri yakalamaya karar vermiştiler. Fakat Kevin’in yaptığı aramalar çağrı yönlendirme şeklinde olduğundan dolayı, şirketlerin yaptığı tüm izlemeler boşa çıkıyordu.

Aradan zaman geçtikçe, Kevin daha fazla sikteme girmek istiyor, bu isteğini bastıramıyordu. Lenny ve Roscoe ise Kevin’in bu durumundan hiç de hoşnut değildi. onlar geri çekilmek isteseler de, Kevin’in baskılarından dolayı, devam etmek zorunda kalıyorlardı. Ancak bu durum Kevin’in Digital Equipments’a ait Doom adlı bir oyunu kopyalamak istemesi ile son buldu. Lenny durumu Digital Equipments ve FBI’a bildirdi. Bununla da yetinmedi, o ana kadar aldıkları 36 adet kartuşu da FBI’a verdi. Lenny, FBI’ın yönergeleri doğrultusunda üzerine gizli bir mikrofon ve teyp alarak Kevin’le buluştu, böylece deliller sağlanmış olacaktı. Kevin hayalleri için gecenin bir yarısına kadar çalışmalar yaptı. Ertesi günün sabahı ise Kevin tutuklandı. Tutukluluğu bir yıllık hapis cezası ve altı aylık bir tedaviyle geçti. Kevin’in tutukluluğu medya da büyük yankı buldu.

Yıl 1995. Aldı cezalar Kevin’a yeterli olmamış olacak ki, başını en çok ağrıtacak bir eyleme daha girişmeye karar vermişti. Tsutomu Shimomura’nın sistemine girmek. Kevin bu eyleminin sonunda da FBI tarafından yakalandı. Beş yıl ceza aldı. Suçları arasında Tsutomu ile birlikte ayrıca Fujitsu, Motorola, Nokia, Sun Microsystems gibi şirketlerin bilgisayar ağlarına izinsiz girmek de vardı.

Yıl 2000. Kevin cezasını çekmiştir. Dışarı çıktığında bilgisayarlara dokunamıyor, telefon kullanamıyor, ABD dışına da çıkamıyordu. Ta ki 2003 yılına kadar.

2003 yılında Kevin’in üzerindeki kısıtlamalar kaldırıldı ve kurucusu olduğu Mitnick Security Consulting’te çalışmaya başladı.

Kızın Kaderi

 

    Yaşanmış bir olay Urfa’lı 43 yaşlarında bir erkek, 17-18 yaşlarında olan genç kızı başlık parası, süt parası ve dayı amca gibi adlandırılmış değişik para yöntemleri ile istemeye gidiyor. 25 milyar başlık parası, 3 milyar anneye süt parası ve dayı, amca hala vb. kişilere bir miktar para vererek kızı satın alıyor. Bu zamanda (Şubat 2011) Urfa gibi bir yerde böyle bir ticaret…

43 yaşındaki adam kendinden yaşça küçük aldığı kız aslında ikinci eşi. Bu ikinci eşini ilk eşi ile birlikte istemeye gidiyor. Allah’ın emri Peygamberin kavliyle kızı belirli bir ücret karşılığı alıyorlar. Adamın çocuklarından bile küçük kızı herkes benimsiyor ve bu durumu kimse yadırgamıyor!

Askerlik çağına gelmiş erkek çocuğunada kız satın almak istiyor. Bu durumu askerde olan oğluna bildiriyor ve oğlu kabul etmiyor. Aslında oğlu böyle işlerin yanlış olduğu biliyor ancak dedelerimize, atalarımıza mı karşı gelelim diyor! Babası inanılmaz bir şekilde ısrar ediyor. Oğlan askerden sonra diyerek geçiştiriyor. Oğlanın babası, ‘o zaman sıranı bana savdın’ diyerek üçüncü bir eşe talip oluyor. Oğlunada, sen askerden gelince istediğin kızı/kızları alacağım diyerek söz veriyor baba.

Kızın kaderi işte. Hiç tanımadığı, belki varmak istemediği belki de hayatını anlamsız kılacak biriyle evlenmek zorunda kalıyor. Kadersiz kız ‘hayırlısı olsun, kademizde bu varmış’ diyerek yaşantısına kaldığı yerden devam ediyor. Ne yazık ki bu yanlış doğru olarak benimseniyor ve kızların kaderleriyle oynanıyor.

Bill Gates’in Yaşam Öyküsü

 

Arkaşlarıyla oyun için kurdukları 5 m2’lik bilgisayar bürosu, bugün binlerce metrekare alana yayılmış ve milyonlarca kişinin çalıştığı büyük bir şirket olmuştur. Dünyanın her yerinde milyonlarca kişi onun yazılımlarını pazarlıyor. Pazarladığı yazılımlar kendisine tam 30 milyar dolar kazandırdı.

1955 Washington doğumlu Bill Gates, hareketli, oyun oynamayı seven ama son derece iyi niyetli saf bir çocuktu. 12 yaşındayken Paul Allen ile beraber bilgisayar tipi cihazlarla oynamayı çok severdi. Yaşı ilerledikçe bilgisayar üzerine çalışmalar yaptı. İnformatik kursları aldı. Bu kurslarda nasıl iletişim sağlanacağı, günlük hayata pratik uygulamaların nasıl yansıtılacağı hakkında bilişim dersleri veriliyordu.

Bill Gates bedava bilgisayar kullanabilmek için bir şirketin bilgisayarındaki yazılım ve grafik hatalarını kontrol ediyordu. Böyle yaparak bilgisayar konusunda farkında olmadan uzmanlaşıyordu. 20 yaşlarına geldiğinde bir şirketde çalışmaya başladı. Şirketdeki işiyle doğru orantılı olarak ilk defa bir program dili geliştirdi. Bill Gates’in bu marifetiyle bilgisayar kullanıcıları bundan sonra cihazlarını kendileri programlayabilecekti. Yalnız Bill Gates’in hedefi farklıydı. Arkadaşı Allen ile birlikte New Mexico’da Microsoft adlı şirketi kurdu.

Öğretmen çocuğu olan Bill Gates, iş ciddiyetine ve samimiyetine büyük önem veriyordu. Bu şirkette işini en fazla ciddiye alan grup da Hindistan’dan çağrılan bilgisayarcılardı. Microsoft’u asıl geliştirenler, Hindistanlı olan bu zeki beyinlerdir.

Bill Gates: “Geleceğe arkamızı dönme seçeneğimiz yok. İlerleme, her koşulda olacağı için, önlemeye çalışmak yerine en iyi biçimde yararlanmamız gerektiğini düşünüyorum.” demiştir.

Bill Gates 2008 yılı itibariyle kurduğu Microsoft şirketinin aktif yönetiminden çekileceğini ve kendini hayır işlerine ayıracağını bildirmişti.

 

 

No Comments

Leave a Reply